COVID-19 virüsü tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de görülmektedir. Özellikle yaşlılar ile kronik hastalığı olan bireylerde daha şiddetli görülmekte ve ölümlere neden olmaktadır. Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığı verilerine göre; COVID-19 özellikle erkeklerde ağırlıklı olarak 20- 50 yaş aralığında saptanırken, yoğun bakımda olanların yaklaşık %75’i 60 yaşın üzerindedir.

Corona Virüs’ e karşı yaşlı hastaların bağışıklık sisteminin nasıl cevap verdiği hala belirsizliğini koruyor. Yaşlı bireylerde karantina sürecinin ortaya çıkardığı ek hastalıklar yoğun bir şekilde ortaya çıkar ve uygulanan tedavilerin etkileri daha yavaş ilerler. Zayıflayan kas gücü, yavaşlayan refleksler gibi fizyolojik değişiklikler ve buna bağlı olarak vücut direncinin azaldığını görmekteyiz.

 

Yaşlı İnsanlarımızın Motivasyonunu Arttıralım!

Yaşadığımız bu karantina dönemi içerisinde oluşan ve normalleşme başladıkça ortaya çıkan, yaşlı bireylerin motivasyonlarını arttırmak için dikkat etmemiz gereken konuları şöyle özetleyebiliriz:

Öncelikle yaşlı bireylerin Corona Virüs ve sonrasındaki süreçlerle ilgili bilgi alma kaynaklarını takip etmelerinin ne kadar zor olduğunu kendimize hatırlatmakta fayda görüyorum. Bu yüzden yaşanılan süreci ayrıntılarıyla takip edemiyor olmaları olağan bir durum. Bizim bu durumu yaşlı bireylere izah ederken önleyici eylemleri, korunma şekillerini korku ve kaygıya yol açmadan hoşgörülü ve sabırlı bir şekilde açıklamamızın yararlı olacağını düşünüyorum.

Özellikle sosyal izolasyon ve sosyal mesafeyi korumanın yaşlı bireylerin sağlığına yapacağı katkıyı, geçmişte aile bireylerinin kendi aralarında yaşadıkları örneklerle aile içinde konuşulabilir.

Eve misafir kabul etmenin çok ciddi bir risk oluşturacağını, acil bir durum olmadıkça evden dışarı çıkmamaları gerektiği söylemelisiniz. Yaşları ve yaşlarının getirisi olan diğer rahatsızlıklarının sonucunda bağışıklık sistemlerini korumalarının öneminden bahsetmelisiniz.  

Kişisel ihtiyaçlar, alışveriş gibi ev dışına çıkılması gereken durumlarda destek isteyebilecekleri söylenmelidir. Ev dışında yapılması gereken işleri, biz onların yerine halledebiliriz.

Sık sık telefonla arayarak sadece hastalık ya da virüs hakkında değil; onlara iyi gelecek konulardan ve mutlu günlerden bahsedebiliriz. Pandemi sürecinde olumlu ve pozitif konular ile ilgili konuşmalar yapmak onları bu sürecin dışına çıkartıp rahatlamalarını sağlayacaktır. Süreci takip etmeye çalışan ve çevrelerinden edindiği bilgilerle ilerleyen yaşlarından ötürü bu salgınla ilgili daha endişeli, öfkeli ve kaygılı olabilirler. Bu konuda bizim onlara motive edici konuşmalar yapmamız sık sık aramamız kendilerini daha iyi hissettirecektir.

Bunun dışında belki evde eğlenceli vakit geçirmeleri için bir uğraş önerilebilir. Daha önceki zamanlarda yapmaktan keyif alıp bir süredir yapmayı unuttuğu uğraşıları hatırlatabiliriz.  Böylelikle kapalı oldukları süre zarfında evde daha iyi vakit geçirmeleri sağlanabilir. Örnek vermek gerekirse sesli kitap, radyo tiyatrosu dinlemek, örgü örmek, kitap okumak, albümleri düzenlemek keyif verici uğraşılar arasında olacaktır.

Yaşlı insanlara sunduğumuz önerileri uygulayarak, onların daha önce yaptığı hataları tekrarlamalarını önler ve mutlu olmalarına yardımcı olmuş oluruz.

 

YAPMAYIN!

  • Her duyduğunuz bilgiye inanmaktan ve her bilgiyi bilinçsizce yaymaktan kaçının.
  • Kaynağı belli olmayan önerileri uygulamaktan kaçının.
  • COVİD-19 hastalığına yakalanmış kişileri kötü gösterecek ya da suçlu hissettirecek ifadeleri kullanmaktan kaçının.

 

YAPIN!

  • Öğrendiğiniz bilgilerin doğruluğunu güvenilir kaynaklardan teyit edin.
  • Güvenilir kaynaklardan alınan bilgilere göre tedbirin, hayat kurtaran davranışların, erken dönem tanı ve tedavinin önemini vurgulayarak ön plana çıkarın.
  • Herkesin hasta olabileceğini ve hemen her kesimde hastalığın benzer şekilde seyredebileceğini unutmayın, çevrenizde tersini söyleyenler olursa uyarın.
  • Riskin yüksek olduğu gruplara (Kronik hastalığı olan veya 65yaş üstü olan kişilere) empatik olun, yardımcı olabileceğiniz herhangi bir durumda destek olun. Sosyal desteğin ne kadar önemli olduğunu unutmayın.

Zor günleri geride bıraktığımız karantina süreci sonunda, yeniden normalleşmeye başlarken sevdiğimiz insanlara karşı sevgimizi gösterip, ailelerimizin ve çevremizin yaptığı eylemlere hoşgörülü davranalım. Kendimiz kadar diğerlerinin de iyi ve mutlu olmasını arzulayalım.

Tüm zorluklara karşı beraber omuz omuza mücadele verelim.

 

 Klinik Psikolog Gizem Şahin